Tuesday, July 24, 2007

Herkesle uzlaşılır mı?

“Uzlaşma”yı da doğru kullanmak ve değerlendirmek gerekiyor. Seçimlerin hemen ardından, Türkiye’nin “kutuplaştırılması”nda rol almış çevrelerden, vakit geçirmeden, “Şimdi sıra Tayyip Erdoğan’ın uzlaşmacı olması”nda çağrıları yükseldi.

Kimle, ne üzerinde, neden?

Türkiye’de halk sözünü söyledi. Şimdi sıra, herkes için “halkın tercihi” ile “uzlaşma”ya geldi. Seçim sonuçlarını beğenmiyorsanız, kendinizi değiştirmek zorundasınız. Halkımız bu. Bu halkı “soykırım”la ortadan kaldırıp, yerine, “eski elit”in damak tadına uyacak yeni bir halk “ithal etmek” söz konusu olmadığına göre, kendinizi değiştireceksiniz.

“Aman zafer sarhoşluğuna kapılmayın” uyarısıyla, “aman şimdi uzlaşın” çağrısıyla “sandıkta kaybettiği”nizi geri almaya kalkışmayın. Alamazsınız. Kaybettiniz. Zaman, niçin kaybettiğinizi tahlil edip, kendinizi değiştirme zamanı. Zamanı böyle kullanın.

Cengiz Çandar, Referans, 24 Temmuz 2007

Benim hiç umudum yok öyle yapacaklarından ya, neyse. Aslında tabii Cengiz Çandar da biliyor bir takım malum şahısların ve malum çevrelerin bu laflara kulaklarını tıkayıp, bildikleri çıkmaz sokaklardan şaşmayacaklarını. Ama o benim gibi değil; o Türkiye'den umut kesmiyor.

No comments: