Saturday, May 05, 2007

Thomas Jay Fallow Refakatçi'ye karşı

Frasier hastaları hatırlar: dizinin Slow Tango in South Seattle bölümünde, Thomas Jay Fallow adlı bir karakter vardır. John O'Hurley'in canlandırdığı bu romancı, gerçek hayatta The Bridges of Madison County adlı garabeti yazmış olan Robert James Waller namındaki best seller yazarının bir parodisidir.

Bu Robert James Waller (ve dolayısıyla Frasier karakteri Thomas Jay Fallow) bir Amerikan Tuna Kiremitçi'sidir denebilir. Aynen o tür pek hisli romanlar yazar, edebiyat zevki pek fazla gelişmemiş az eğitimli tatminsiz kadınların gönlüne taht kurar. İyi, güzel. Kimsenin buna bir itirazı yok: birilerinin bu işi yapması lazım.

Ama benim anlamadığım şu: nasıl oluyor da Tuna Kiremitçi AKA Thomas Jay Fallow, kendisini Perihan Mağden gibi bir yazarla kıyaslayabiliyor? Bu nasıl, ne derece, ne çeşit bir kendini ve sınırlarını ve yeteneklerini ve oynadığı ligi bilmezlik durumudur?

Tuna Kiremitçi özel hayatıyla ilgili bir takım tatsız ve can sıkıcı ayrıntılarla gündeme gelmiş, Perihan Mağden de her zamanki sivri-zeki alaycılığıyla bunu diline dolamış. Tuna Bey elbette "ayıp denen birşey var; sana ne benim evlenmemden boşanmamdan, yazacak başka şey bulamadın mı bu memlekette?" filan diyebilir; Perihan Mağden'e "hain, acımasız, dedikodu düşkünü, magazin bağımlısı" diye hakaret edebilir. Çünkü bunları söylerse üç aşağı beş yukarı doğru söylemiş ve kendisini durup dururken gülünç duruma düşürmemiş olur.

Ama "sen benim kadar çok satan bir yazar değilsin de o yüzden beni kıskanıyorsun da o yüzden bunları yazdın" demek ne oluyor? Robert James Waller, Hilary Mantel'e veya Lionel Shriver'a böyle tuhaf şeyler söylüyor mu mesela?
(...) şunu bil ki senin gibilerin yarattığı enkazı temizlemeye çalışıyoruz hâlâ.
Senin gibiler yüzünden kitaba küsen insanları yeniden kazanmaya çalışıyoruz.
Hasbinallah. Tuna Kiremitçi sahiden ciddi mi bunları söylerken? Ve bizim kendisini ciddiye almamızı mı bekliyor? ... Ne kadar acayip.

No comments: