Bu Robert James Waller (ve dolayısıyla Frasier karakteri Thomas Jay Fallow) bir Amerikan Tuna Kiremitçi'sidir denebilir. Aynen o tür pek hisli romanlar yazar, edebiyat zevki pek fazla gelişmemiş az eğitimli tatminsiz kadınların gönlüne taht kurar. İyi, güzel. Kimsenin buna bir itirazı yok: birilerinin bu işi yapması lazım.
Ama benim anlamadığım şu: nasıl oluyor da Tuna Kiremitçi AKA Thomas Jay Fallow, kendisini Perihan Mağden gibi bir yazarla kıyaslayabiliyor? Bu nasıl, ne derece, ne çeşit bir kendini ve sınırlarını ve yeteneklerini ve oynadığı ligi bilmezlik durumudur?
Tuna Kiremitçi özel hayatıyla ilgili bir takım tatsız ve can sıkıcı ayrıntılarla gündeme gelmiş, Perihan Mağden de her zamanki sivri-zeki alaycılığıyla bunu diline dolamış. Tuna Bey elbette "ayıp denen birşey var; sana ne benim evlenmemden boşanmamdan, yazacak başka şey bulamadın mı bu memlekette?" filan diyebilir; Perihan Mağden'e "hain, acımasız, dedikodu düşkünü, magazin bağımlısı" diye hakaret edebilir. Çünkü bunları söylerse üç aşağı beş yukarı doğru söylemiş ve kendisini durup dururken gülünç duruma düşürmemiş olur.
Ama "sen benim kadar çok satan bir yazar değilsin de o yüzden beni kıskanıyorsun da o yüzden bunları yazdın" demek ne oluyor? Robert James Waller, Hilary Mantel'e veya Lionel Shriver'a böyle tuhaf şeyler söylüyor mu mesela?
(...) şunu bil ki senin gibilerin yarattığı enkazı temizlemeye çalışıyoruz hâlâ.Hasbinallah. Tuna Kiremitçi sahiden ciddi mi bunları söylerken? Ve bizim kendisini ciddiye almamızı mı bekliyor? ... Ne kadar acayip.
Senin gibiler yüzünden kitaba küsen insanları yeniden kazanmaya çalışıyoruz.
Söz konusu gazete yazıları aşağıda:
Magazin milli takımı son 11'iyle sahada...
Magazinde Radikal farkı
Herrr hafta Tuna'ya 1 özür Kırık Bacaklı Balerin'e hulahup
Başkalarının kanı
Magazin milli takımı son 11'iyle sahada...
Magazinde Radikal farkı
Herrr hafta Tuna'ya 1 özür Kırık Bacaklı Balerin'e hulahup
Başkalarının kanı
No comments:
Post a Comment